Konya, rüzgarı arkasına alıyor!
Rüzgar ve diğer yenilenebilir enerji santrallerinden yapılacak elektrik enerjisi üretiminin artması ile küresel ısınma ve çevresel felaketlerin önüne geçilmesi hedefleniyor. Hem Türkiye’de hem de Konya’da bu alanda çalışmalar yapıldığını söyleyen Konya Teknik Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü Enerji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Faruk Köse, konu hakkında gazetemize özel açıklamalarda bulundu.
‘RÜZGAR DÖRDÜNCÜ SIRADA’
Türkiye’nin rüzgar enerjisi alanındaki konumundan bahseden Köse, “Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı verilerine göre Türkiye’nin toplam rüzgar enerjisi kurulu gücü 2024 Temmuz ayı itibarıyla 12.248 MW ile 111.105 MW olan toplam kurulu güç içerisinde Hidroelektrik, Doğalgaz, Kömür ve Güneş santrallerinden sonra 5’inci sıradadır. Ancak güneş kurulu gücü yüksek olmasına rağmen verim ve kapasite faktörlerinin rüzgar santrallerinden düşük olması nedeniyle rüzgar santrallerinin elektrik üretimi 4.128,05 GWh olurken güneş santrallerinde üretim 3.211,05 GWh olarak gerçekleşmiş olup dolayısıyla rüzgar santralleri üretimde 4’üncü sırada yer almıştır. 2024 Temmuz ayı elektrik üretim değerleri diğer kaynaklar için; toplam termik santrallerde (doğalgaz, kömür, biyokütle, fuel oil ve atık ısı) 19.940,1 GWh, hidroelektrikte 6.274,2 GWh ve jeotermalde 725,1 GWh olup Türkiye toplam elektrik üretimi 34.278,5 GWh olarak gerçekleşmiştir. Türkiye 2023 yılı toplam elektrik enerjisi üretim ise 326.300,0 GWh olarak gerçekleşmiştir.” şeklinde konuştu.
‘DOĞAL GAZIN YERİNİ ALACAK’
Gelecekte rüzgar santrallerinin doğal gaz santrallerinin bile yerini alabileceğini söyleyen Köse, “Türkiye’deki yerli kömür santrallerinin termik santraller içerisindeki kurulu güç ve elektrik üretim değerlerine baktığımızda Temmuz 2024 yılı itibarı ile yerli Linyit santrali kurulu gücünün 10.207 MW olduğu görülmekte olup, toplam kömür kurulu gücü olan 21.422 MW’ın yüzde 47,6’sı, yani yaklaşık yarısı gücündedir. Ayrıca Türkiye toplam rüzgar gücü potansiyeli 83.000 MW olup günümüzde bunun yaklaşık yüzde 15’i kurulabilmiş durumdadır. Gelecekte rüzgar santrallerinin çok çevre kirliliğine sebep olan yerli linyit santrallerinin yerini alabileceği gibi, diğer ithal kömür ve taşkömürü, hatta çok daha az kirletici olan doğalgaz santrallerinin yerini de alması mümkündür. Türkiye’nin 2053 sıfır emisyon hedefine nükleer, yenilenebilir enerjiler ve depolama sistemleri desteği ile ulaşmasının mümkün olabileceği planlanmaktadır.” diye aktardı.
‘KONYA’DA KURULUMLAR SÜRÜYOR’
Konya’nın rüzgar enerji santralleri alanındaki çalışmalardan bahseden Köse, konuşmasını şu şekilde sürdürdü; “Konya bölgesinde rüzgar enerji santrali kurulabilecek yerler Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca 2007 yılında yayımlanan Türkiye Rüzgar Enerjisi Potansiyeli Atlasında (REPA) ve diğer bazı kuruluşlarca yapılan çalışmalarda belirtilmiştir. REPA verilerine göre Konya bölgesine kurulabilecek rüzgar santrali gücü 1860 MW civarı olup günümüzde bunun ancak yaklaşık 6’da biri kurulmuş veya kurulum aşamasındadır. Şahsımın Alaaddin Keykubat kampüsü ve Konya bölgesinde yaptığım çalışmalar sonucu bütün Konya bölgesi için 4.000 MW rüzgar santrali kurulabileceği sonucuna varılmıştır. Bu konuda yatırım yapmak isteyen şirket veya şahıslar, sadece kendi tükettikleri elektrik enerjisini üretmek ve belli bir fazla üretimlerini de dağıtım firmasına (Konya için MEDAŞ) satmak isterlerse Lisanssız yönetmeliğe göre 1000 kW güce kadar (kooperatifler için bu güç 3-4 katına kadar artırılabiliyor) santral kurulumu izni almak için başvuruda bulunabilirler. Ancak bunun için öncelikle rüzgar hız verilerinin santral kurulumu için uygun olduğu yerleri bulmaları veya kurulum yapmak istedikleri yerin rüzgar verilerini ölçerek veya ölçüm yapmış Enerji ve T.K. Bakanlığı veya Üniversiteler gibi kurumlardan temin etmeleri gerekmektedir.”
‘ÇEVRESEL FELAKETLERİN ÖNÜNE GEÇİLEBİLİR’
Elektrik enerjisi üretiminin artması ile çevresel faktörlerin önüne geçilebileceğini vurgulayan Köse, “Rüzgar enerjisi santrallerinin ülkemizde daha hızlı artması ve temiz enerji üretimine geçilmesi için devlet teşviklerinin kooperatifler ve özel şahıslara kadar verilmesinin yanı sıra yerli büyük güçlü rüzgar türbinlerinin ve ilgili sistemlerin yerli üretimlerinin büyük oranlarda yapılması ile mümkün olabileceği kanaatindeyim. Rüzgar ve diğer yenilenebilir enerji santrallerinden yapılacak elektrik enerjisi üretiminin artması ile hem yerel kaynaklar kullanılarak enerji dış alımını azaltacak hem de temiz enerji kullanımı sonucu çevremiz, ülkemiz ve dünyamız daha az kirletilerek küresel ısınma ve çevresel felaketlerin önüne geçilebilecektir.” sözleriyle konuşmasını sonlandırdı.