Konya'nın en büyük fenomen ailesi! Her şey konuşuldu

Konya'nın instagram fenomeni ailesi Emine ile Mehmet Şahin çifti, pandemi döneminde açtıkları @emure_ozd hesaplarında yaptıkları samimi paylaşımları sonrası şehir tarafından sevildi.

Konya'da instagramın en çok takip edilen sayfaları arasında yer alan @emure_ozd sayfasının kurucuları Emine ile Mehmet Şahin çifti sayfalarını kurdukları günden bu güne başarıya nasıl ulaştıklarını, mutlu anlarını, hüzünlü günlerini kısacası hayatlarına dair birçok konuyu Yeni Haber okurlarıyla paylaştı. Sosyal medyada içerik üreten ve sayfasını büyütmek isteyen gençlere de tavsiyede bulunan fenomen çift, özgünlüğün başarıyı getirdiğini belirtti.

Kendinizden bahseder misiniz?

Emine Şahin: 25 yaşındayım. Konyalıyım, evliyim ve iki çocuğum var. Instagrama Emure isimiyle giriş yaptık. İlk girerken tabi ki öyle fenomen olmak gibi bir amacımız yoktu. Ablamla kendi konuşma dilimiz vardı. O bana Emure diyordu. Ben de bu isimle sosyal medyaya giriş yaptım ve nicknamemiz oldu.

Mehmet Şahin: Ben de 26 yaşındayım, eşiyim. Bütün her şey pandemi sürecinde oldu. O zamanlar story paylaşımlarımız hızlıca keşfete düşüyordu.,Yani normalde 2 bin takipçimiz varken 300 bin story izlenmesine ulaşıyorduk. Paylaşımlarımız takipçi sayımızla alakasız şekilde çok izleniyordu. Bu tabiki reels paylaşımlarımızdan önce yaşananlardı. Sonrasında storylerden bin bin takipçi gelmeye başladı. O zamanlar pandemi olduğu için herkes evdeydi. Sosyal medya kullanımı hat safhaya çıkmıştı. Öyle de olunca birden patlayış yaşadık. Ondan sonra da nişanlılık videolarımızı paylaştık.Beraberinde farklı içerikler üretmeye başladık. Derken bir anda 30 bin, 50 bin, 70 bin takipçiye ulaştık. Evliliğimizle birlikte de ekstra takipçilerimiz gelmeye başladı. Daha sonra çocuklarımız dünyaya geldi ve o paylaşımlarımızla da sayfamızın büyüme hızı arttı. Şuan mesela hamile haberi duyulsa elli bin takipçi doğum haberi duyulsa yüz bin takipçi geiyor. Sosyal medya bu tür şeyleri seviyor.

5.jpg

Bu süreçte herhangi bir zaman sahte takipçi satın aldınız mı?

Mehmet Şahin: Hayır kesinlikle almadık.Zaten belli olur ve çok komik bir durum. Biz de anlıyoruz zaten bunu. Orada yüz bin takipçin var, 20 bin görüntülenmen var. Bir istatistik istiyorsun; story görüntülenmesi de beğenisi de oldukça az sayıda. Bunu da herkes anlıyor. Herhangi bir bot girişiminde bulunulduğu zaman sayfa algoritması geriye atıyor, izlemelerin düşüyor.Şuan mesela yedi yüz bin takipçimiz var. Yarın bunu hemen bir millyona çıkarabiliriz. Ama bu aşırı sahte takipçi olayını kullanmıyoruz. Tamamen organik olarak büyüyor.

Hesabınız çalınma tehlikesi ile karşılaştı mı?

Mehmet Şahin: Bizimki normal bir hesap değil. Mavi tikli korunaklı ve yüksek güvenlikli bir hesap kullanıyoruz. Ekstra korumalarımız da var. Bu tarz bir girişimde kimse bulunmadı.

Emure deyince akıllara ne geliyor? İnsanlar ne görüyor?

Emine Şahin: Eğlence içerikli bir sayfamız bulunuyor. Çok fazla bir bilgi yok. Espri, günlük hayat, gerçekleri yansıtıyorum.Yani evimi illa toplu göstermiyorum. Doğal halim neyse onu paylaşıyorum. Benim her şeyim gerçek. Yeri geliyor çocuklarıma kızdığımı da paylaşıyorum. Bu devirde çocuklardan ekranı saklamak çok zor. Bu sebeple onlar da ekranı görüyorlar. insanlar doğal paylaşımlarımızı gördüklerinde sende kendimi görüyorum diyorlar.

Fenomenlerin ekrandaki hayatlarıyla gerçek hayatları farklı olabiliyor, ne düşünüyorsunuz?

Emine Şahin: Birçok fenomen ekranda kendini mutlu gösterip gerçekte sıkıntılı bir yaşam sürebiliyor. Fakat biz tam tersiyiz. Sosyal medyada çok didişen, gerçek hayatta daha iyi anlaşan bir çiftiz. Yani küçük bir sorunumuzu bile instagramdan paylaşırız. Bunu da gösteriyoruz. Genel olarak fenomen camiasında mükemmel görünme gibi bir kaygı var. Ben bir tartışma yaşadığımızda anket açıyorum. Mehmet mi haklı ben mi diye takipçilerime soruyorum. Kameraya nasıl gösterirsen insanlar seni öyle tanır.Bizde de tam tersi biz olduğumuz gibi gözüktüğümüz için inananlar bizi seviyor.

3.jpg

Instagram üzerinden ticari hayatınız nasıl başladı?

Emine Şahin: İlk girdiğimde para kazanıldığını bilmiyordum. Sadece ben hayatımı göstermeyi, yediğimi içtiğimi göstermeyi seviyorum. Araba storyleri meşhurdu İlk zamanlarda onları çekmek hoşuma gidiyordu. İlk reklam teklifimi bir butikten aldım. 500 TL karşılında anlaştım. Daha sonra onlarla arkadaş olduk ve o markanın mankenliğini yapmaya başladım. Sosyal medyada reklam yaptığını gören diğer firmalar da kendiliğinden geliyor. Butik reklamı yaptıysan butik, bebek ürünleri reklamı yaptıysan o gelir. Peşi sıra takip eder. Zaten bir süre sonra reklamda 30 günün 30 günü de dolu olmaya başladı.

Eleştirel yorum yapan takipçilerinize kızıyor musunuz?

Emine Şahin: Bu işte ikisi de olmak zorunda. Sevenler de olacak sevmeyenler de. Onlar sayesinde biz buradayız. Eleştiri de bir kitle sevgi de bir kitle. Kitlemizin yüzde 95'i bizi seviyor. Bence o da az önce konuştuğumuz konuya geliyor. Yalan olmadığı için, samimi paylaşımlar yaptığımız için bizi seviyorlar. Başlarda çok eleştirildim. Onun sebebi de aykırı geldiğim için, Konya’da olduğum için. Bunun sebebi Konya’da fenomen olmaktı. Bu arada ben çok deli dolu birisiyim. Bu durumdan dolayı eleştirilsem de saygı duydum. Sonra zaten sempatiye dönüştü. Bir zaman sonra sevmeyenler de sevmeye başladı. Bu da güzel bir şey.

Dışarıda sizi gören takipçilerinizin tepkisi, yaklaşımı nasıl oluyor?

Emine Şahin: Bizi gördüklerinde mutu oluyorlar, biz de mutlu oluyoruz. Fotoğraf çekinmek istiyorlar. Oradaki samimiyetten kaynaklı bizi herkes evinden birisi olarak görüyor. O samimiyeti karşı taraf buluyor ve 'sanki yıllardan beri tanıyormuşum gibi’ diyerek sarılıyorlar.

6.jpg

Reklamını yaptığınız ürünleri kendiniz de kullanıyor musunuz?

Emine Şahin: Bir butik reklamı ya da bir çanta reklamında ürünüm geldiği paylaşıyorum. Çünkü onun bir lezzeti de yok zarar verecek bir şeyi de yok. Kalitesine bakarım güzelse ben onu çeker ve paylaşırım. Tabi ki eşya da olsa gıda da olsa kendim denemeden kullanmadan hiçbir şekilde önermiyorum. Bunu da zaten takipçilerim bilir. Bence zaten sosyal medya güvenli para kazanılan bir yer.

Mehmet Şahin: Reklam işlerine genelde arka planda ben bakıyorum Gün içinde reklam için çok fazla arayan yazan mesaj atan oluyor. Şimdi burada bütün firmaların teklifini kabul edersen anında maddi olarak kazanmış oluyorsun. Ama bu yalan reklama girmiş olur. 30 teklif varsa İçinden bir tanesini seçerekten ilerliyoruz zaten biz. Güde birden fazla iş birliğimiz olabiliyor. Bazen mesela sabun reklamı sivilce gideriyor diyor ama daha fazla sivilce çıkarıyor. Ne olduğu belli değil. Bazı kozmetik markaları da öyle arka planda. Bu sebeple kendimiz kullanmadığımız, içimize sinmeyen ürünlerin reklamını asla yapmıyoruz.

Oğlunuzun geçirdiği kaza sürecinden bahsedilir misiniz?

Emine Şahin: O gün bir iftar davetine gittik. Tercih ettiğimiz restoran reklam için devamlı gittiğimiz bir yerdi ve sahiplerini de tanıyoruz. Arkadaşlarımız da eş zamanlı olarak oraya geldiler. İftarı yaptıktan sonra kahve içmek için arka tarafa gittik. Bu arada Yuşa o gün hiç durmuyordu. Eline telefon verince falan dururdu ama o gün durmadı. Aşırı mutsuz olduğu bir gündü. Bebek arabasından inmek istedi. O restoran H harfi gibi bir mekan. Biz arka tarafındayız. Kardeşi var biliyorsunuz. Kardeşinin arabasını sürüyordu ileri geri yaparak. Gerçekten sadece 3 saniye göremedik.

Mehmet Şahin: Normal şartlarda ben hemen kalkıyordum da oturduğum yer çıkması zor bir yerdi. Aksi olan kapı ile yol arasında bir mesafenin olmamasıydı. Saniyeler içinde arkasından gittim ama çocuğumuzun kapıdan çıkmasıyla yol arasında iki metre mesafe vardı. İftarımızı saat 19.30 gibi yaptıysak olay da saat 21.00 gibi gerçekleşti. Yuşa tam kapıdan çıkarken ben onu görmüş bulundum. Seslendim Yuşa diye beni görünce oyun sandı ve hızlandı. Kapıyı açtı çıktı. Arkasından koştum derken kaza yaşandı. Karşıdan da iki tane araba geliyordu. Birisi büyük ve geniş ticari araçtı, birisi de normal otomobildi. Ama iki araba arasında hiç takip mesafesi yoktu. Geniş araca el yaptım durdurdum. Arkasından gelen araç da kendisine yol verdi sandı ve daha da hızlandı. Öylelikle çarpmış oldu. Görmedi zaten. Biz olayın içinde suçlu bulmuyoruz. Çocuk var çünkü. Ama tabi takip mesafesini korumalıydı. Olacağı varmış gözüyle baktık. Sabrettik, daha kötüsü olmadığı için şükrettik.

2.jpg

Takipçilerinizin kaza sonrası desteği nasıl oldu?

Emine Şahin: O süre zarfında hiç kötü yorum almadım. Bizim olayımız hastaneden çıktıktan sonra oldu. Ambulansla hastaneye giderken entübe dediklerinde aklıma sadece telefonu alıp dua istemek geldi. Çünkü başka hiçbir çarem yoktu. Ben orada da ilk kez duydum entübe kelimesini. Daha önce hiç duymamıştım. Benim için zaman durmuştu. Herhalde evladımızı kaybediyoruz zannettim.

Mehmet Şahin: Ambulansla en yakın hastaneye gittik. Orada entübe oldu. Zaten entübe demek kendi solunumu yetersiz demek. Bu çocuk ölecek zaten demişler. Çok fazla kırığı var, iç kanaması var, beyin kanaması var, kafatasında çatlak var, akciğerinde zedelenme var...Yavrumuz o dönemde çok fazla şeyle savaştı Sonra şehir hastanesine sevk ettiler. İki gün sonra kendisi nefes almaya başladı. Allah’ın bir mucizesi yani. Günde bir iki sefer durumu ile alakalı bir iki story attık. Burada amaç zaten dua istemekti. Oradan aldığımız dualarla yavrumuza yeniden kavuşmuş olduk.

Emine Şahin: inanın takipçilerimin arasında kurban kesen de oldu. Öyle bir kitle vardı. Ben reels olarak da paylaştım herkes birbirine atar daha fazla dua alırız dedim. Tek amacım buydu. Ama bana prim dediler, yalan dediler. Böyle bir şey olabilir mi? insan çocuğuna hasta bile diyemez. Bu zamana kadar bir kez olsun biz prim için yapmadık hiçbir şey. Ayrıldık diyen var. Bizde öyle bir şey olmaz. Bizde eğlence içeren bir fenomenlik var öyle samimi şekilde içerik üretiyoruz.

Süreci nasıl atlattınız, nasıl bir toparlanma süreci geçirdiniz?

Mehmet Şahin: 12. günde hastaneden çıktık. İmza atarak yoğun bakımdan çıkardık. Normal serviste de bir gün geçirdi. Annesini, babasını günde beş dakika gösteriyorlar. Ağladığında acıdan zannedip ilaçlar veriyorlar. Oysa ki çocuk annesizlikten babasızlıktan ağlıyor. Eve çıkardığımız gün konuşmaya başladı. İlk kelimesi de oyuncaklarını görünce greyder oldu. Sonrasında yavaş yavaş açıldı, anne baba demeye başladı. Bir hafta, on gün içinde düzelmeye başladı. Hem fiziken hem de zihinsel olarak sıkıntı vardı. Alçılar 1 ay kadar durdu ama beyni bir hafta 10 gün içinde ancak toparlandı. Şefkat huzur, ev ortamı, evdeki kalabalık ona iyi geldi.

Emure olarak hazırladığınız festivallerden bahseder misiniz?

Mehmet Şahin: Dedeman otelde gerçekleştiriyoruz. Moda festivali adı altında markaları ve insanları birbirleriyle buluşturduğumuz bir festival yapıyoruz. Dedeman’ın bahçesinde şenlik alanları oluyor. İçeride modaya dair; çanta, ayakkabı, kıyafet, şal, aksesuar ürünleri bulunuyor. Aslında baktığınızda yüzde 98 kadınlara hitap ediyor. Ortalama 50-60 bin insanı 4 gün boyunca ağırlıyoruz. Bayram öncelerinde insanların alışveriş yaptığı dönemlerine bakıyoruz. Yılda iki veya üç defa yapıyoruz. Yani mesela insanların masraf aylarına göre ayarlıyoruz. Eylülde okul masrafı var, aralıkta farklı ödemeleri var, yılbaşında zamlı maaş alanlar var... Onlara göre değerlendirip yılda iki üç kez yapmaya çalışıyoruz. Şehir dışından da katılımlar oluyor ama çoğunluğu Konya’dan oluyor.

Emine Şahin:: Festivale gelen firmalarla anlaşıyoruz. Kendi butiğinizde sattığınız fiyatlardan daha uyguna verin ki festivallerin bir amacı olsun diyoruz. Gerçekten uygun diyorsak bir mantığı olsun istiyoruz. Onlar da kırmıyor, kendi sattıkları fiyattan daha uyguna satıyorlar. Bizim festivalimizin şöyle bir farkı da var döküntü mal yok. Herkes yeni sezon ürünlerini getiriyor. Kaliteli müşteri geliyor. Kaliteli butiklerle güzel bir ortam oluyor. Ekim ayında tekrar yapmayı düşünüyoruz. İlk kez burada söylüyoruz ama kesin değil. Yer olmazsa Kasım'a da kalabilir ama yıl bitmeden bir tane daha gerçekleştirme planımız bulunuyor.

7-003.jpg

Fenomen olmak isteyen gençlere öneriniz nedir?

Emine Şahin: Farklı olmak zorundalar. Artık her yerde aynı şeyler var. Büyümek istiyorlarsa farklı şeyler yapmak zorundalar. Ne dalda büyümek istiyorlarsa istikrar önemli. Ben 5 yıldır instagramdayım. Bir gün bile gecesi gündüzü fark etmeksizin paylaşım yapmadığım gün olmadı. Her zaman içerik ürettik. Orası bizim işimiz. Hastalanmamıza bile fırsat yok. Ağlayıp gözümün yaşını silerek paylaşım yaptığım zamanı bilirim. Çünkü ben orayı eğlence platformu olarak kullandım. Yemek ile kullansaydım, bu kadar zor olmazdı belki. Kendim hep ön planda olduğum için modumun yüksek olması lazım ki insanlar beni enerjimle tanıyor. Temel olarak farklı ve doğal olmaları gerekiyor.

Hizmete sunduğunuz kafe işletmeniz hakkında da bilgi verir misiniz?

Mehmet Şahin: Stadyumun karşısında Sweetending ismiyle tatlı üzerine bir kafe açtık. Aslında eş zamanlı olarak kahvaltımız da bulunuyor. aperatif olarak pizza, tost gibi şeyler de yer alıyor. Ama ağırlıkla çikolatalı tatlılar var. İthal Belçika çikolatası kullanıyoruz. Gün içinde sabah 9 gece 1arası açığız. Aşağıda imalathanemiz de var. Ürünlerimiz burada üretiliyor. Paket servisimiz de bulunuyor.

9.jpg

Kaynak:HÜSEYİN KOYUNCUOĞLU / YENİ HABER