Neşter!
Neşter: Hekimlerin tıbbi amaçla cerrahide kan almak, küçük apseleri açmak için kullandıkları çok keskin ve çok küçük bir bıçaktır. Peki neden böyle başladım köşe yazıma sizce? Şimdi açıyorum…
Her ne kadar tıbbi bir terim olsa da ‘Neşter’ terimi Futbolda da kullanılmaktadır. ‘Vur Neşteri Hocam’ denir genelde. Duymayanımız pek azdır. Peki Konyaspor’a kim vuracak NEŞTERİ ?
Nereden başlayım bilemiyorum. Maç sonu eli cebinde röportaj verip yine maç sonunda en azından gol yemedik diye bir açıklama yapan Ali Çamdalı’dan mı? Yoksa maç esnasında ne oynattığı belli olmayan, bir sistemi olmayan, bir hedefi olmayan, maç esnasında verilen tepkinin futbolculara verildiğini zanneden Ali Çamdalı’dan mı? Ne garip? İki yol da Ali Çamdalı’ya çıkıyor... O zaman en iyisi Ali Çamdalı’ya ben artık bir hikaye yazıp onunla başlayıp onunla bitireyim.
Evet hikayeye de tam olarak şöyle başlamalıyız aslında... KONYASPOR AMELİYAT MASASINA. Roman olmaması ümidiyle hikayeye başlıyorum.
Konyaspor, aslında çok uzun süre önce bir kaza yapmıştı ve ameliyat masasına alınmıştı. Kaza, bir önceki yönetimin İlhan Palut’u göndermesiyle oldu aslında. Yarı yolda şoförü değiştirmiştik. Usta şoförü durduk yere yerinden aldık yerine acemi bir şoför koyduk ansızın.
Sonra zincirleme bir kaza yaptık. Ne hikmetse o gün bugündür eski Konyaspor değiliz veya o mutlu yolculuğumuz devam etmiyor artık. Çünkü bizi ameliyat masasına aldılar. Peki biz neden ameliyat masasından hala kalkamadık veya kalktıktan sonra eskisi gibi olamadık hiç düşündünüz mü? Sahi ya yazının başında bahsettiğim neşteri vuracak usta bir hekimin olmadığından olabilir... Ya da durun bir dakika. Şu filmlerde veya dizilerde gördüğümüz komada ve umutların tükendiği insanları öpen veya kokusunu hissettiren insan bizi hala uyandırmamış olabilir mi? İkisi de olabilir. Peki bizim hiç mi babamız ya da atamız yoktu başımızda. Var aslında ancak o da bilmiyor ki güvendiği doktorun ve ucuz olsun diye ettirdiği ameliyatın hastayı tam kurtaramadığını veya acılarına merhem olamadığını. Aslında doktorun o neşteri vurabilecek veya ameliyat edebilecek doktorun olmadığını... Belki de biliyordu, bilmemezlikten geldi çünkü etrafındakiler ona söylemişti bu ameliyatı en iyi kimin yapacağını. Belki de hala söylüyorlar ama o aslında daha önceden bir duygusal bir bağ kurduğu arkadaşına ameliyat ettirmişti (evladını) Konyaspor’u... Ucuz olsun çok paramız gitmesin diye... Bu yüzden Konyaspor aslında yaşıyor gibi gözüküyor ama yaşamıyor. Çünkü ağrıları yeniden hortladı, kazada tam iyileşmeyen organları iflas etmek üzere. Geçen sezon sonunda kalbi durdu hastaneye kaldırdılar ancak vadesi yetmedi ve Allah böyle istedi hayata döndü tekrardan. Ama sadece döndü... Kalbi eskisi gibi atmıyor, heyecanlanamıyor, hiçbir şey hissedemiyor Konyaspor…
Peki tüm bunlar olurken hikayedeki baba, Konyaspor’u (Konyaspor Taraftarı’nı) neden göz ardı ediyor. Tamam ilk ameliyatta belki Konyaspor’un bir hekim seçme hakkı yoktu ama sonrasında oldu. Yani beşeri hekimlikte de yanlış yapılan bir ameliyatı başka bir doktor yeni bir ameliyat ile düzeltebiliyor. Konyaspor, babasına yanlış ameliyatı şikayet etti. Babası, dur bakalım nasıl olsa ölümden döndün bundan sonra bir daha bir şey olmaz dedi sezon başında. Ancak hasta aslında yaşıyor gibi gözükse de hala ameliyat masasında... Ne yediği yemekten lezzet alıyor ne babasıyla bir şey paylaşmak istiyor, ne de yeni arkadaşlar edinse de eski hayat enerjisi var.
Hikayedeki BABA kendine gelmelisin. Çünkü evladının yeni bir ameliyata ihtiyacı var. Ağrıları nüks ediyor. Hastalıkları tekrardan ortaya çıkmaya başladı. Yeni bir kabus daha görüp ölümden dönmek istemiyor evladın! Bu hikayede yanan Konyaspor (evladın) olmasın istiyorsan acilen önlemini al ve neşteri vuracak hekimi değiştirerek;
SEN NEŞTERİ VUR…