Turgut Uyar’ın Konya Günleri

Osmanlıdan Cumhuriyet dönemine edebiyat dünyamıza eserler kazandırmış olan bazı insanlar değişik vesileler ile Konya’da bulunmuşlardır. Düşünce insanı, gazeteci, şair, yazar ve sanatçı başlığı altında topladığımız bu insanların Konya' da bulunma sebepleri olarak Konya’da doğmaları, Konya’da çocukluk günlerini geçirmeleri, ilk-orta ve lise eğitimlerini yapmaları başta gelir. İkinci sırada ise mesleki görevleri gereği Konya’da bulunmak geliyor. Üçüncü sırada ise ülkemizin geçirmiş olduğu politik evreler sonucunda verilen hapis cezaları bağlamında Konya’ya sürgün edilmeleri yer almaktadır.

Edebiyat ve sanat dünyamıza önemli katlı sağlamış bu kişilerin hayatlarında ve eserlerinde Konya ile birlikte anılan esinlenme çizgileri oluşmuştur. Sanatçıların eserlerinde Konya ile doğrudan ve dolaylı olarak ortaya çıkan bu yansımaları bulmak ve varsa hatıralarını saptamak kanımca önemlidir. Bu doğrultuda yayınladığım sanatçı ve edebiyatçıların Konya günleri dosyaları sosyal medyada ilgi gördü. Köşe yazısı olarak kaleme aldığım yazılar okuyuculardan olumlu yansımalar ve geri dönüşler aldı. Bu sanatçı ve edebiyatçıların Konya günlerini yazarken o kişilerin siyah beyaz fotoğraflarını da bulup yayınlamam da bu ilgiyi artıran önemli bir etken oldu.

Bu haftaki yazımızda ise Türk şiirinde ikinci yeni akımına damga vurmuş, yakışıklı bir asker, naif ve yalnız bir insan olan Turgut Uyar’ı inceledim. “Arz-ı Hal” şiiri ile şiir dünyasına şık bir giriş yapan ve “göğe bakma durağı” şairi olarak bilinen Turgut Uyar’ın Konya günlerini ele aldım.

Bu bağlamda edebiyatımızın ve Türkçenin önemli seslerinden şair ve yazar Turgut Uyar’ı ölümünün 39.cu yılında ve yaşasaydı 97.yaşını kutluyorum. 1941 yılında genç bir askeri ortaokul öğrencisi olarak Konya’ya gelişinden tam 83 yıl sonra kendisini rahmetle anıyorum.

Tam ismiyle şair Ahmet Turgut Uyar 1927 yılında asker bir babanın oğlu olarak 04.08.1927 yılında Ankara’da doğmuştur. Yine bir Ağustos ayında 22.08.1985 günü İstanbul’da 58 yaşında vefat etmiştir. Babasının görevinden ötürü ilköğrenimi İstanbul ve Eskişehir gibi farklı şehirlerde okurken ortaöğrenimine ise yatılı askerî okullarda devam etmiştir. Türkiye’de kendisini okuyan herkesi göğe baktıran bir şair olan Turgut Uyar dönemin ekonomik koşulları ve babasının asker olması nedeniyle askeri eğitime ve öğrenciliğe yönelmiştir. (Turgut Uyar, Korkulu Ustalık, Hazırlayan Alaattin Karaca, Yky yayınları, 2.baskı, 2012, sf:456)

İstanbul ve Eskişehir'deki ilkokul yıllarında küçük şiirler ve manzumeler yazmaya başladı. Uyar, 1948'de Kaynak dergisinin başlatmış olduğu bir şiir yarışmasında "Arz-ı Hal" adlı şiiriyle katılmış ve yarışmada ikinci olmuştur. Askeri ortaokulu yatılı olarak Konya Askeri Orta Mektebinde 1941-1943 yılları arasında okumuştur. Daha sonra askeri liseyi ve Askeri Memur Okulunu tamamlayarak 1947 yılında Kars ili Posof ilçesinde personel subayı olarak göreve başlamıştır

Turgut Uyar'ın ilk kitabı "Arz-ı Hal" 1949'da, ikinci kitabı "Türkiyem" 1952'de, üçüncü kitabı "Dünyanın En Güzel Arabistanı" ise 1959'da okuyucuyla buluştu. "Arz-ı Hal" kitabında yer alan "Yalağuz" şiirinde, "yalnız" kelimesini 18. yüzyıl Türkçesindeki karşılığıyla "yalağuz" olarak kullanan Uyar, şiirlerinde sık sık "kendini kalabalıkların içinde yalnız hissetme" duygusunu işledi.

Kentleşme sürecinin birey üzerindeki etkilerine de şiirlerinde yer veren Uyar'ın 3. kitabında edebiyatseverlerin beğenisine sunduğu "Göğe Bakma Durağı" adlı şiir, modern yapısı ve sesinin yanı sıra modernist yaklaşımlarla yeni imgeler kurma özelliğiyle beğeni topladı.

Turgut Uyar gerek öz gerekse biçim bakımından sürekli değişen, halk şiirinden divan şiirine geniş bir kültür birikimini değerlendiren üslubuyla şiirlerinde aşk, ayrılık, ölüm temlerini ve çevreden aldığı izlenimleri işledi. Ece Ayhan, Sezai Karakoç, Edip Cansever ve Cemal Süreya gibi şairlerin içinde olduğu "İkinci Yeni" akımına katılan şairin "Efendimiz Acemilik" ve "Çıkmazın Güzelliği" gibi yazıları Türk şiirinin bir döneminin anlaşılmasında başvurulan temel metinler arasına girdi. (https://www.aa.com.tr/tr/kultur-sanat/ikinci-yeninin-kapisini-acan-sair-turgut-uyar/2342131)

Turgut Uyar toplam 9 şiir kitabı yayınladı. Uyar'ın bütün şiirleri 1984'te "Büyük Saat" kitabında bir araya getirildi. İnceleme alanında ise "Bir Şiirden" ve eleştiri dalında "Sonsuz ve Öbürü" eserlerini de belirli şairler ve şiirler hakkında yorumlar şeklinde yayınladı.

Şair Turgut Uyar Konya’da 14 yaşında yatılı olarak başladığı askeri ortaokul eğitimini 1943 yılında tamamlamıştır. Askeri ortaokul o zaman Konya’nın dış mahallesi olan Zindankale mevkiinde ve Sadrettin Konevi türbesi ile Turgutoğlu türbesinin bulunduğu alanın kuzeyinde idi. Şimdilerde Meram Yeni Yol caddesinin başında ve eski Sgk binası olarak bilinen binanın karşısına 1927 yılında yaptırılmıştı. Bir dönem 2.dünya savaşı sırasında Kuleli Askeri lisesi ve daha sonra askeri hava hastanesi ve askeri hastane olarak kullanılan askeri ortaokul binası halen Konya büyükşehir belediyesince kullanılmaktadır.

Şair Turgut Uyar’ın imgelem dünyasında hafta sonlarında geziye çıktığı 1940’lı yılların Konya’sında başta yürüyerek gidilebilen çarşı dikkatini çekmiş olmalıdır. Birkaç km mesafeyi geçmeyen bu şehir güzergahı ve başta Alaattin tepesi ile Mevlâna dergâhı arasındaki yol olmak üzere yürüyerek veya fayton ve at arabası ile gidilebilmektedir. Şairimizin bellek çizgisinde bu alanda başta Alaattin tepesi, okul ve kamu binaları yanı sıra bir iki katlı kerpiç evler ile Erkek Lisesi, Kız Öğretmen Lisesi, Karatay medresesi, İnce Minareli medreseler gibi tarihi eserler yer etmiştir. Tanıştığı veya caddede rastladığı değişik Konyalı insanların imajı ve hatıraları kalmıştır.

Şair Turgut Uyar kendisiyle yapılan söyleşilerde her yatılı okul öğrencisinde olduğu gibi özellikle Konya’da başladığı yatılı okul günlerini biraz buruk biçimde anmakta ve hiç hoşuna gitmediğini söylemiştir. Turgut Uyar’ın Konya günlerinde önemli olaylardan biri de tahta bir sandıkta sakladığı 20-30 civarında kitaplığını bir arkadaşına hediye etmiştir. Bu arkadaşı sınıftan biri mi? Yoksa Konyalı bir arkadaşımı olduğunu belirtmemiştir.

Turgut Uyar ilk gençlik yıllarının geçtiği Konya askeri ortaokulunda geçen 3 yıllık bir kısa süreye rağmen bazı şiirlerinde Konya, Konyalı insanlar ve Sille imgesi yaygın bir kullanıma sahiptir. Hatta o günlerde Konya’da halk dilinde yaygın bir tekerleme olan Şereflikoçhisar’ın tuzu, Sille’nin kızı ve Konya’nın tozu üçlemesine de şiirlerinde yer vermiştir.

Turgut Uyar’ın içinde Konya geçen dört önemli şiiri bulunmaktadır. Bu şiirler Türkiyem, Bir sessiz geceden turnam, Çağrılmışa ve Baharat yolu isimli şiirleridir. Türkiyem şiirinde şair Anadolu coğrafyasına güzelleme yaparak bir uçtan bir uca, doğudan batıya ve kuzeyden güneye özelliklerini saymaktadır. Konya ve Konya’nın tarihi yerleşim yeri Sille ve Konyalı kız özellikle vurgulanmıştır. Sille beldesi kızlarının güzelliği ile meşhur olduğu için övgü dikkat çekmektedir. O yıllarda Konya’da “Şereflikoçhisar’ın tuzu, henüz her cadde parke taş olmadığı veya asfalt yol gelmediği için yolların tozlu olması nedeniyle Konya’nın tozu, güzelliği nedeniyle Sille’nin kızı” diye bir tekerleme halk dilinde yaygın olarak söylenmektedir.

TÜRKİYEM

Seni boydan boya sevmişim,

Ta Kars'a kadar Edirne'den.

Toprağını, taşını, dağlarım

Fırsat buldukça övmüşüm.

Sen vatanımsın, ekmeğimsin

Duyduğum, bildiğim zafersin yıllarca..

Zonguldak'ta 63 numara

Nazlı sahiller Akdeniz'de.

Sevdasın ciğerlerimde parça parça

Yarı kalmış dileğimsin...

Sen Koçhisar' da tuzum,

Sille'de kızım...

Çift kulaklı Sürmene bıçağı belimde.

Varmışım çiğ köfte yemeye Adana'ya

Dadaloğlu'ndan bir koçaklama dilimde:

- Şu yalan dünyaya geldim geleli.

Hey vatanım, bacım, sağdıcım, emmim

Senden bir yara her yerimde.

Desteye güreşmişim Kırkpınar'da.

Durmuş da yorgunluk çıkarmışım,

Bir akşam vakti

Dört bardak kırtlama çayla Erzurum'da..

Ardahan'a varmışım yollar uzamış

Bel vermiş, yol vermemiş dağlar.

- Yüce Tanrı dört yanını bezemiş,

Beni yakan bir Konyalı kız imiş..

Seni boydan boya sevmişim.

Ta Edirne'ye kadar Kars'tan.

Taşını, toprağını, yiğidini,

Fırsat buldukça övmüşüm...

Turgut Uyar’ın Divan adlı aruz vezninden yararlanarak yazdığı şiir kitabında “çağrılmış’a” adlı şiirinde de Konya yer almaktadır. Ünlü romancı ve tarihçi yazar Kemal Tahir Turgut Uyar’ın “Divan” kitabına yazdığı önsözde şairin gelenekle, tarihle bağ kurabilen kalitede bir şair olduğunu belirmiştir. Başka hiç kimsenin bu nitelikte bir şair olmadığını yazmıştır. Geleneğe duyarlı şiire örnek olarak şairin birden fazla Konyalı insan sembolizmine yer verdiği ‘çağrılmış’a şiirini örnek vermiştir. (Sonsuz ve Öbürü, Broy yayınları, Ekim 1985, Kemal Tahir, Tarih ve Şiirimiz, sf:25-28)

çağrılmış'a

gökyokuş solan penceresi çağrılmış

ölmüş ölünce ölü annesi çağrılmış

öyle ki bir kırgın çocuk gibi Konyalı

bayramlara hep bayram ertesi çağrılmış

Konyalı bir çocuk gibi, Konyalı bir

ergen gibi, Konyalı bir adam

Konyalı bir kocamış gibi kırda

kendisi konmuş kırda gölgesi çağrılmış

gölgesi donuk sönük denize uzak

sanki babası bırakılmış eniştesi çağrılmış

ey solak hendese büyük yılkı

hazırlan çünkü artık kendisi çağrılmış

Yazıyı şairin ödül aldığı bir şiir olan ‘Arz-Hal’ şiirinin ilk mısrası ile bağlayalım: “Ben de günahkâr kullarındanım Allahım...”

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ömer Tokgöz Arşivi